Günümüzde şirketler filolarına elektrikli araç ekleme kararı verirken kurumsal sorumluluklarını da maliyet hesabına eklemek durumunda. Bilindiği gibi elektrikli araç kullanmanın sera gazı emisyonlarının ve hava kirliliğinin azalması gibi çevresel ve toplumsal faydaları bulunuyor.

Önümüzdeki yıllar boyunca “Sürdürülebilirliğin” tüm kurumların ajandalarında ilk sıralardaki yerinin kalıcı olacağını düşündüğümüzde filo yönetimi de bu seferberliğe önemli katkı sağlayabilir.

Bu nedenle filolarda elektrikli araçlara geçişin toplam maliyetine bütünsel olarak bakılmalı. Şimdilik bu yeni nesil araçların biraz daha ekonomik olması beklenebilir ama çevre, toplum ve sonuçta çalışanlar için “daha iyi” olan bu karar, şirketleri sosyal sorumlulukları konusunda herkesin gözünde bir adım öteye taşıyabilir.

Deloitte tarafından yayınlanan Navigating Fleet Decarbonisation raporuna göre; Dünya genelinde filo yöneticilerinin yüzde 85’inin ajandasında en üst sıralarda mobilitenin karbonsuzlaştırılması görevi yer alıyor.

Türkiye’de şirketlerin filolarında elektrikliye geçişte trend henüz bu seviyelerde olmayabilir ancak bu yıl ilk 9 ayda rekorlar kıran elektrikli araç satışlarının güncel rakamları kurumlar için de bir fikir verebilir:

ODMD(Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) verilerine göre:

·        2023 yılında 39 bin 051 adet elektrikli satışı gerçekleşti ve pazar payı yüzde 5,9’a çıktı. Hibrit otomobil satışları ise 70 bin 072 adete yükseldi.

·        2022 yılı aynı döneminde sadece 4 bin 056 adet elektrikli ve 40.889 adet hibrit otomobil satışı yapılmıştı.

Türkiye’de kurumların filo ve mobilite yönetimlerini daha az maliyetli, daha sürdürülebilir ve çalışanların daha mutlu olduğu stratejilerle dönüştürmeye kararlıyız.

Gezegenimiz için kritik olan bu dönüşüme öncülük etmeniz ve bu değişim sürecini kolaylaştırmak için buradayız!